CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, 2015 enflasyonuna ilişkin açıklama yaptı. Böke, "Merkez Bankası bağımsızlığı enflasyonu kontrol altına almak için şarttır. Siyasileşmiş kararlarla değil, ekonominin gereklilikleri ile hareket eden bir Merkez Bankası fiyat istikrarını sağlayabilir, vatandaşın cebindeki yangını söndürebilir" dedi.

“ENFLASYON FAKİRİN VERGİSİ OLMAYA DEVAM EDİYOR”
CHP Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Böke, 2015 enflasyonuna dair yaptığı açıklamada enflasyonun sürekli artış eğiliminde olduğunu belirtti. Böke, “TÜİK’in açıkladığı Aralık ayı enflasyon rakamlarına göre enflasyon Temmuz 2015’den itibaren sürekli artış eğiliminde. Aralık’ta TÜFE yüzde 0,21 artış göstererek, yüzde 8,81 oldu. Buna göre Aralık ayında geçen yılın Aralık ayına göre fiyatlar yüzde 8,81 oranında yükselmiş. Yaşam geçen yıla göre yaklaşık yüzde 9 daha pahalı. Esas enflasyon mutfakta, bu da fakirin enflasyonunun daha yüksek olmasına sebep oluyor. Görüyoruz ki 2013’ün başından beri hep gıda enflasyonu genel enflasyonun üzerinde. Aralık 2015’te de bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içki ve tütün kalemindeki artış bir kez daha genel enflasyonun üzerinde gerçekleşti. Yani enflasyon önce ücretli çalışanların cebini eritiyor ve yoksulu daha da yoksullaştırıyor. Enflasyon fakirin vergisi olmaya devam ediyor. Bu yapısal bir sorundur ve çözülmesi için bütüncül bir ekonomi politikasına ihtiyaç vardır” ifadelerini kullandı.

“DÜNYA’DA FİYATLAR DÜŞMEKTEDİR VE DEFLASYON VARDIR”
Dünyada gıda fiyatlarının düştüğünü ifade eden Böke, Türkiye’deyse sürekli arttığını belirterek “Dünya genelinde ise aksi yönde kuvvetli bir eğilim var. FAO Gıda Fiyatları Kasım 2015’te geçen yılın aynı ayına göre yüzde 18 daha düşük seyretmiştir. Yani Dünya’da gıda enflasyonu yoktur, tam tersine fiyatlar düşmektedir ve deflasyon vardır. Peki neden böyle? AKP döneminde izlenen tarım politikaları ülkemizde tarımı neredeyse yok etme durumuna getirmiştir. Artık her alanda olduğu gibi tarımda da üretimden vazgeçilmiş ve Türkiye bir çok ürünü ithal eder hale gelmiştir. Türkiye’yi diğer ülkelerden ve küresel koşullarda olumsuz ayrıştıran ise ülkedeki kötü yönetimdir” dedi.

“MERKEZ BANKASI DÜŞÜNÜN Kİ BİR DÖNEM HARİÇ HİÇBİR ENFLASYON HEDEFİNİ TUTTURAMASIN”
AK Parti’nin ekonomi yönetimini eleştiren Böke, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamasında şu görüşlere yer verdi: “Enflasyondaki artış eğilimi de, mutfak enflasyonunun genel enflasyonun üzerinde olması da AKP’nin bütünsellikten uzak, vizyonsuz ekonomi yönetiminden, yani kötü yönetimden kaynaklanıyor. AKP, görevi fiyat istikrarını sağlamak ve enflasyonu düşürmek olan Merkez Bankası’nın elini kolunu bağlayarak işlevsiz bırakmıştır. Bir Merkez Bankası düşünün ki bir dönem hariç hiçbir enflasyon hedefini tutturamasın. Merkez Bankası 2015 yılı enflasyon hedefini yüzde 5 olarak açıklamıştı, ancak enflasyon yüzde 8,81 olarak gerçekleşti. Neredeyse hedeften yüzde 80 sapma var. Merkez Bankası’nın görevi fiyat istikrarı sağlamak ve enflasyonu düşürmektir. Ancak bugün Merkez Bankası’nın sağladığı tek istikrar bize benzeyen ülkelere kıyasla enflasyonu hep yüksek tutmak oldu”

“AKP’NİN KÖTÜ EKONOMİK YÖNETİMİ TÜRKİYE’Yİ ‘RİSKLİ ÜLKELER’ SINIFINA SOKMAKTADIR”
AK Parti’nin kötü olduğunu belirttiği ekonomi yönetiminin ülke riskini de artırdığı iddiasında bulunan Böke, açıklamasında şunları kaydetti: “Artan risk TL’ye değer kaybettirerek vatandaşın cebine enflasyon olarak dönüyor. AKP’nin kötü ekonomik yönetimi azalan küresel risk iştahıyla birlikte Türkiye’yi ‘riskli ülkeler’ sınıfına sokmaktadır. Ülke CDS primlerimiz bize benzeyen ülkeler arasında Rusya, Brezilya ve Güney Afrika ile birlikte en yüksek oranlarda seyretmektedir. Bu da TL’nin en çok değer kaybeden para birimleri arasında yer almasına ve TL’nin değer kaybı sonucunda da vatandaşlarımıza enflasyon olarak yansımaktadır”

“MERKEZ BANKASI İŞİNİ YAPMALI”
Türkiye’de ivedilikle Merkez Bankası bağımsızlığının sağlanması gerektiğini vurgulayan Böke, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Merkez Bankası işini yapmalı. Merkez Bankası bağımsızlığı enflasyonu kontrol altına almak için şarttır. Siyasileşmiş kararlarla değil, ekonominin gereklilikleri ile hareket eden bir Merkez Bankası fiyat istikrarını sağlayabilir, vatandaşın cebindeki yangını söndürebilir. Ekonominin bütüncül bir yönetim anlayışı ile yönetilmesi gerekliliği kabul edilmeli, para politikasını bütünleyici bir tarım reformu acil olarak hayata geçirilmeli. Bunun için iyi bir tarım reformu ile kalkınmanın desteklenmesi gerekmektedir. Gıda enflasyonunu kontrol altında almak ve mutfaktaki yangını söndürmek ancak bu yolla mümkün olabilir”